Uzakdoğu, Türkiye’nin Teknik Tekstil Pazarı Olabilir


Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkanı İsa Dal, tarımda, otomotivde, savunma sanayisinde kullanılan teknik tekstil ürünlerinin, bu konuda geride kalan Uzakdoğu ülkelerine pazarlanabileceğini ve bu sayede tekstil sektörünün sıkıntılarının aşılması konusunda önemli bir adım atılabileceğini bildirdi.

Mustafa Çiftçi – Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkanı İsa Dal, tarımda, otomotivde, savunma sanayisinde kullanılan teknik tekstil ürünlerinin, bu konuda geride kalan Uzakdoğu ülkelerine pazarlanabileceğini ve bu sayede tekstil sektörünün sıkıntılarının aşılması konusunda önemli bir adım atılabileceğini bildirdi.

İsa Dal, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, ev tekstilinde başarısını ispatlamış Denizli’de, sektörü çeşitlendirmek ve katma değeri yüksek teknik teksti ürünlerini incelemek amacıyla başlattıkları bilimsel çalışmalar kapsamında Almanya’ya gittiklerini söyledi.

Almanya’da düzenlenen “Techtextil” fuarında, sanayici ve akademisyenlerden oluşan 19 kişilik grupla yeni Pazarlar bulma konusunda incelemeler yaptıklarını ifade eden Dal, şöyle dedi:

“Türkiye, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’da rakipsiz bir tekstil üretim merkezi. Uzakdoğu’da konfeksiyon ve hazır giyim ürünlerine doğru bir yöneliş var. O yüzden teknik tekstil çok geride kalmış. Uzakdoğu ülkeleri teknik tekstil ihtiyacını karşılamak için bu ürünleri üreten ülkeler arıyor. Biz bu arayışa bir ilaç olabiliriz. Türkiye’nin bu alanda kendini geliştirmesiyle, dünya pazarına hakim olabileceğini düşünüyoruz. ”

Tekstil ve hazır giyimde pazarın sadece gelişmiş ülkelerde olmasına rağmen teknik tekstilde sadece bu pazarlara değil, özellikle gelişmekte olan ülkelere ürün satılabileceğini gözlemlediklerini kaydeden Dal, ancak teknik tekstilin gelişmesi için devlet desteğinin şart olduğunu bildirdi.

Dal, devlet desteğinin sadece maddi anlamda yatırım amaçlı değil, savunma sanayisinden tıp alanına, tarımdan inşaat sektörüne kadar alım şartnamelerinde yer alması gerektiğini, böylece ithalatın önüne geçilmiş olacağını belirtti.

Tekstil ve hazır giyim sektörünün Türkiye’de stratejik bir sektör haline geldiğini dile getiren Dal, şunları söyledi:

“Son yıllarda dünya genelinde yaşanan durgunluk ve Uzakdoğu ülkelerinden kaynaklanan rekabet, hazır giyim sektöründe bir durgunluğa yol açtı. Tekstil sektörünün çektiği sıkıntıların sona erebilmesi için rakiplerimizden farklı olabileceğimiz alanlara odaklanmamız gerekiyor. Üstünlük sağlayabileceğimiz alanla katma değeri yüksek, moda, marka, tasarım ve teknoloji üstünlüğüne dayalı ürünler olarak görülüyor. Bu başarı da ancak ve ancak teknik tekstille sağlanabilir. Yaşanan küresel kriz bazı sektörlerde yapısal dönüşümü zorunlu hale getirdi. ”

Dal, Türkiye’de fason üretim yapan birçok tekstil şirketinin artık teknik tekstil ürünleri üretmeye başladığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya teknik tekstil sektörü 1994 yılı sonrası büyük değişimlere sahne oldu. 1994 yılında sektör üretiminin değeri 9 milyar Dolar iken günümüzde bu değer 22, 4 milyar dolara ulaştı. 1994 yılında 49 milyar metre kare olan üretim, günümüzde 163 milyar metre kareye çıktı. 1994 yılında 2, 16 milyon ton civarında olan üretim, bugünlerde 6, 32 milyon tona ulaştı. Son 15 yılda teknik tekstil yüzde 150 oranında büyüdü. Türk teknik tekstil sektörü pazarı ise 2000 yılında toplam 405 milyon 328 dolarlık ihracatını 2006 yılında 847 milyon 55 dolara çıkardı. Tarımda, otomotiv ve korunma sanayisinde üretilen birçok teknik tekstil ürününe Uzakdoğu ülkeleri talip. Bundan sonraki süreçte Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri teknik tekstil pazarı haline getirebilirsek, tekstildeki ciromuz ikiye katlanır. ”

Beğendiniz mi? O halde paylaşın