İş adamının partisi olmaz diye bir laf vardır. Bunun temel sebebi, iş dünyasının her zaman devlet ve hükümetle işinin olmasıdır. Yatırımcı, işletmeci normal iş akışının dışında mutlaka yolu devletle ve hükümetle kesişir. Bu nedenle de özellikle iktidarda olan partinin milletvekillerine daha yakındır. Muhalefet milletvekilleri ise istisnalar hariç, genelde pek iş dünyasının yanında görülmezler. Bu nedenle iş dünyasını temsil eden, özellikle sektörel sivil toplum kuruluşları, iktidar ile ilişkilerini daima daha yakın mecralarda sürdürmüşlerdir.
15 Temmuz da milli iradeye teşebbüs edilen hain darbe girişiminin ardından, belki de Türk siyasi tarihinde bir ilk yaşanıyor. İktidar ve muhalefet tek bir ses ile hain terör girişimini lanetledi ve bir uyum içinde hareket etti. Cumhurbaşkanımız, milletin Cumhurbaşkanı, iktidar ve muhalefet ise milleti temsil eden siyasi organlar olduklarını meydanlarda ve söylemlerinde ortaya koydular. Bu özlenen tablo kuşkusuz vatandaşa olduğu gibi, iş dünyasına da büyük moral verdi. Birlik ve beraberlik mesajları, iş dünyasını ve çalışanlarını da ziyadesiyle motive etti. Daha önceleri de değinmiş olduğum gibi, ekonominin temel işleyişi morale dayalıdır. Cumhurbaşkanımız ve siyasilerin ortaya koymuş olduğu irade ülkemize güç ve moral vermiştir. Bürokratlarımızında bu süreç içinde sergilediği sağduyu, vatansever hamlelerde bu ruhun oluşumunu destekledi.
Devlet, Millet, Siyaset, İş Dünyası el ele tek ses ve tek vücut olmaya devam ettiği müddetçe, bu ülkenin önüne kimse geçemez. Hedefimiz en kısa süre için gayrisafi milli hasılamızı arttırarak, kişi başına düşen milli gelirimizi de 20 bin doların üzerine çıkarmaktır. Refahı artan topluma, milleti kimsenin kandırmaya ve içine nifak sokmaya gücü yetmeyecektir.
Allah bir daha milli iradeye, birlik ve beraberliğimize yapılan bu hain darbe girişimlerini bize göstermesin. Bu oluşumların her daim devlet, millet, siyaset ve sivil toplum kuruluşları olarak karşısında duralım.
Saygı ve Sevgilerimle,
İsa DAL