Öyle reklamlar var ki çocukları TV ye kilitler, öyle reklamlar var ki büyükleri çeker kendine. Ben şahsen kötü bir TV izleyicisiyim, bu nedenle TV den dolayı oluşan birçok gündemi ıskalarım. Özellikle de reklam kuşağı benim hiç ilgimi çekmez. Ancak son günlerde dönen bazı reklamlarda dikkatimi, rekabetin yasasının bir güzel çiğnendiğini görüyorum.

Bu kurum nasıl işler, nasıl denetler onu bilmiyorum, fakat sanırım şikayet merciisi oluşması durumunda devreye girebiliyor. Tamam belirli iller ve beldelerin ünlü olduğu yiyecekler, emtialar olabilir. Örneğin Denizli’den başka Pamukkale olmadığı gibi Nevşehir’den başka Kapadokya yok vs vs. Ancak ortak değerlere ve emtialara sahip olunduğu durumlarda, bir ticari emtiayı tutupta sadece bir bölgeye malederseniz, bu emtiaya emeği geçen ve bu emtia sayesinde binlerce kişinin rızkına aleyhte bir durum oluşturursunuz.

Neden bu kadar hassas davranıyorum derseniz, bir değerinize sahip çıkmazsanız, gün gelir elinizden alır giderler. Bırakın bölgesel kaymaları, sahiplenmeleri, Anadolumuzun değerlerini dışarıya kaptırdığımız zaman bu hepimizin kanına dokunur açıkçası.

Yine dönüp dolaşıp işi kültürel mirasların korunmasına ve buna ilişkin görev alacak ve etkin çalışacak kurumlara…. Böyle bir kurum kendini hissettirirse, öyle değerlerin gerçek “değerleri” ortaya çıkacaktır ki, inanın hepimiz buna şaşacağız. Bunlar teferruat değil, teferruattan çıkması için gereken incelikler.

Sevgilerimle,
İsa Dal