Pazarlama Prizması


Denizli de bir deyim vardır. Malınla değil, pazarınla övün derler. Üretimin tek başına güçlü olması herşeyi ifade etmiyor. Pazarlamanın prizması derken, prizmanın birçok farklı uçları ve uzantıları var. Bu uzantılar evrende sürekli eğilip bükülen, uzayan ve kısalan soyut kavramlar olduğunu söyleyebiliriz. Bunlara uyumlanmak, ürünlerinizi ne kadar kavradığınız ve içselleştirdiğinize bağlı. Pazarınızı şekillendirirken, çok dinamik ve her an aksiyon gerektiren bir olgu ile karşı karşıyasınızdır. Deneyim ise sadece ürünü tanımanızla değil, ürünün Pazar içindeki konumlanış şekli ile de alakalıdır. Bir bütün olarak baktığınızda, doğru pazarlama, ürün deneyimi ve pazar deneyiminin birleşimi ile doğru bir aksiyon oluşturmuş olursunuz.
İşi daha somuta indirgeyecek olursak, ben kendimi daha çok bir uluslararası pazarlamacı olarak tanımlayabilirim. Aynı başarıyı, iç pazarda göstermem beklenemez, çünkü uluslararası pazarlama, iç pazara göre farklı paradigmalar gerektiriyor. İç piyasa pazarlama şekli de, aynı ihracat gibi sürekli dinamik olmalı ve yenilikçilik içermeli. Pazarlamanın prizmalarını, fuarlar ve randevu ile yerinde ziyaretler gibi farklı mecralarda görebiliriz. Pazarlamada sürekli konjonktür ve konuma göre farklı mecralar öne çıksa da, bu mecraların kendi içinde de bir dinamiği ve devinimi olduğunu görebiliriz.
Geçmişten bir örnekle toparlayayım. Belki 15 yıl önceydi, müşterime yeniden yapılanmaya giriyorum dedim. O da bana, zaten sen sürekli bir yapılanma içindesin demişti. 15 yıldan günümüze dek bir gözden geçirmede bulunduğumda ise, gerçekte sürekli bir yapılanma içinde, doğru deyimi bulmam gerekirse, yenilenme içinde olduğumu fark ettim. Bu da pazarın sürekli dinamik şekilde değiştiğini, her dönem yeni fırsatların oluştuğunu ve buna uyumlanarak varlığınızı sürdürebileceğinizi deneyimledim. Gerçekte statükocu davranarak, sabit bir mecraya saplanarak işinizi yürütüyorsanız, işinizin çok fazla sürdürülebilir olduğunu söyleyemem. Maalesef batma hikayeleri de genellikle bu tip firmalarda ortaya çıkıyor.
Mücadele hiç bitmiyor. Bundan sonra rahatım diye birşey yok.
İlham dolu günler dileğimle….
İsa DAL
20 Şubat 2016
Denizli

Beğendiniz mi? O halde paylaşın