7 Kasım 1996 tarihinde yayımlanan 4207 sayılı sigara ile mücadele yasası, daha sonra 4207 sayılı kanun “Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun” olarak değiştirildi.
Hayatımıza sigara yasağının gireli henüz 2 yılını tamamlamadı. Yüksek oranda başarı sağlanması, tütün ürünleri tüketmeyen ve hatta tüketen kişiler arasında büyük memnuniyetle karşılandı. Nihayet mekanlarda tütünün yasaklanması ile birlikte, ailemizle kapalı mekanlara daha rahat bulunabilir olduk ve yemek,içki,ter kokuları ile karışan dumanı solumaktan ve üzerimize sinmesinden kurtulmuş olduk. Yakın geçmişte, 4207 sayılı kanun ile bilikte özellikle şehirlerarası otobüslerde yasağın devreye alınmasıyla, geçmişte 2 m2 alan içinde zincirleme sigara içen kişilerin etki alanından kurtulmuş olduk. Bugüne gelince, geçmişte bu yaşadıklarımıza inanmak gerçekten herkese çok güç geliyor.
Ancak son aylarda, havaların soğuması ile birlikte, kapalı mekanlarda bu yasağın artık delindiğini görmeye başladım. Tekrar o görmeyi arzu etmediğimiz yasak öncesi döneme dönmüş bulunuyoruz. Yasağa uymayan mekanlar, bu şekilde yasaya uyan mekanlara üstünlük sağlamış ve haksız rekabetin sağladığı kazanca odaklanmış bulunuyorlar. Bu kadar gayret etmişken, neden bu kadar çabuk vazgeçtik. Toplum sağlığını hiçe sayan mekanlar neden artık denetlenmiyor ? kontrolden neden vazgeçildi ?. Toplum olarak, kendi sağlımızdan neden bu kadar çabuk vazgeçiyoruz ?
Tütün tüketmek ya da tüketmemek kişisel bir tercihdir, ancak bu tercih, bu tercihte bulunmayan kişilerin hakkına üstünlük sağlanmasının hiçbir gerekçe kabul etmez.
Yasalar öncelikle uygulanabilir olması gerekiyor, uygulanmakta olan bir yasanın da delinmesi otorite boşluğunun bir göstergesidir. Vatandaş Alo 155 e ihbarda mı bulunsun, ya da mekan sahibi ile tartışmaya mı girsin ? Hem evet, hem de hayır. Öncelikle yasaları uygulama ve koruma ile sorumlu kurumları göreve davet ediyorum !
Daha fazla bilgi için: http://www.havanikoru.org.tr/sss.html