Geçtiğimiz haftaları yoğun bir Ar-Ge ve İnovasyon programları ile geride bıraktım. İnovatif yaklaşımlar, gündelik yaşamımın önemli bir parçası haline geldi ve Ar Ge ile yatıp Proje ile kalkıyorum diyebilirim. İnovasyon a ilişkin çok şeylerin yazılıyor çiziliyor olması sevindirici.
Bu çabalar bir şekilde sonuç verecek ve insanlara ilham veren etkinlikler arttıkça, daha araştırmacı ve geliştirici, projeler üreten bir toplum haline geleceğiz. 2023 e doğru 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin bir parçası olan inovasyon geliştirme projesi, asıl itibariyle 2050 ye doğru daha etkin ve sürdürülebilir bir büyüme modelinin temel harcı olacaktır.
En büyük dileğim bu çabaların okul öncesi eğitim ile başlaması ve yetiştirilecek bu neslin ezbere dayalı değil, tamamen projeye dayalı bir eğitim sistemi içinde yetiştirilmesidir. Bugün mevcut eğitim sistemimiz ve eğitmenlerle bu çabaların münferit çıkışların ötesine geçemeyeceği, maalesef benim olumsuz bir öngörüm. Kitlesel bir hareket olabilmesi için, bu işe okul öncesinden başlamamız gerekir.
Bu yazıyı bende okusam, “memleketi kurtarma edebiyatından dizeler” yorumu yapardım, siz de bu yorumu yaparsanız darılmam elbette. Bu nedenle, eğer olacak işe bakacaksak, o zaman bizde kendi evlerimizde, işyerlerimiz de “projeye dayalı” modeller oluşturacağız. Proje nasıl ve neden üretilir ?: Her türlü fikri projelendirebilirsiniz. Bu fikirler Sir Isaac Newton un başına düşen elma şeklinde oluşmaz, çoğunlukla ihtiyaç mukabilinde ortaya çıkar.
Bu ister bir bütçe projesi olsun, ister bir eğitim süreci projesi olsun, asıl olan burada bir kurgunun yapılması ve sürecin plan dahilinde yürütülmesidir. Bugün şirketler veya ülkeler bazında oluşan “mucize” lerin herbiri aslında mucizelerin değil, projelerin sonucu olduğunu unutmayalım.
Sevgilerimle,