Özellikle son 2 yıldır öncü işaretler kendini göstermeye başlamıştı zaten. Derken korkulan gerçekleşmeye başladı.
Bugün Denizli’de ben işsizim diyen bir kişi, mutlaka kendine uygun bir iş bulamadığı için işsizdir diye düşünüyorum. Neticede işçi işverenin dünyasını ve işverende işçinin dünyasını geçmişte doğru değerlendirememesinden dolayıdır, bugün tekstilde yetişmiş kalifiye çalışanlar, AVM’lerde, güvenlik şirketlerinde vb. Işlerde çalıştıkları için, tekstil sektörü ciddi bir “İşçisizlik Krizi” yaşamaktadır.
Bu konu artık ciddi boyutlara ulaştı ve acilen çözüm bulunması gerekiyor. Zira bu iş böyle giderse, artan maliyetlerden dolayı sipariş alamayacağız ve kaybeden yine ülkemiz, vatandaşımız, çalışanımız, işverenimiz olacak. Şu durumu çok iyi idrak etmek gerekir ki, birçok ilde iş hayatımızın lokomotifi tekstil sektörüdür. Eğer lokomotif vagonları çekmemeye başlarsa, bir süre sonra vagonlar yavaşlayacak, ve tren komple duracaktır. Ekonomilerdeki en büyük riskte budur. Denizli’de tekstil sektörü ana lokomotif, diğer sektörler ise vagon konumundadır. Kronikleşebilecek bu sorun çözülemezse, zincirleme olarak ortaya çıkacak fatura, ağır sosyal sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle tekstil sektöründe hali hazırda çalışan yaklaşık 35.000 SSK lının ürettikleri sonucu ekonomiye olan dönüşüm, dolaylı olarak 100 binlerden fazlasına iş imkanı sağlamaktadır. Bu sebepten doğacak sonuçları görüp, bu bilinçle hareket etmekte yarar görüyorum.
Detgis olarak bu konuyu çok ciddiye alıyoruz ve acil çözüm getirecek bazı çalışmaları başlattık. Yazıp çizmekten ziyade, sahada yapacağımız somut çalışmalarla bu işin üstesinden geliriz düşüncesindeyiz. Umarım Lokomotifi yavaşlatmak yerine hızlandıracağız.
Sevgilerimle…