Zaman zaman farklı konular üzerinde duruyorum. Bu araştırmaların notlarını sizlerle paylaşmak istedim. Biraz uzun oldu ama günümüz dünyasını anlamak için bunları bilmekte yarar var. Globalleşme, sosyal yaşam ortamlarının oluşması ile başlar. Bilgi ile birlikte genişlemiş ve deneyim ile birlikte açılmıştır.
İpekyolu eski çağın en önemli ticari rotalarındandı. Bu yol üzerinde sadece emtia trafiği değil, aynı zamanda önemli siyasi ve kültürel etkileşimler yaşanmıştır. Semavi dinlerin ortaya çıkması ile birlikte, bu dinleri yaymayı kendine misyon edinmiş din adamları, yüzyıllar boyunca ulaşabildikleri her yere dinlerini, kültürlerini ve dillerini taşımışlardır. O dönemlerde elbette “globalleşme” o çağ içinde bilinen coğrafyalar arasında gerçekleşmiştir.
Eski çağlarda savaşlar, işgaller ve fetihler sonucu globalleşme tetiklenmiştir. Bunlardan bir örnek Osmanlı’nın İstanbul u fethi ile burada bulunan bilim ve sanat insanlarının İtalya ya kaçması ile, dünyayı halen etkilemekte olan Rönesans çağı doğmuştur. Yine Osmanlı donanmasının büyümesi ve güçlenmesi ile birlikte, diğer ülkelerin ticaret geçiş noktalarının kesintiye uğraması ile, farklı rotalar ile ticaret arayışı meydana Bu alana reklam vermek için tıklayınız gelmiştir. Bunun sonucunda da Amerika’nın keşfi gerçekleşmiş ve bir anlamda bir çağın ardından yeni çağlar açılmıştır.
İmparatorluklar döneminde globalleşmeyi tetikleyenler, ganimetlerin yanısıra sömürü üzerine kurulu bir ekonomik sistem arayışı ile doğal kaynaklar, değerli madenler ve ayrıca bedava iş gücü olarak köleliğin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Üretimin artması ticaretin sınırlar ötesine taşınması zorunluluğunu getirmiştir. Kavimlerin farklı nedenlerden dolayı göç etmesi, ırkların ve kültürlerinde homojenleşmesine neden olmuştur. Göçler, muhtelif sebeplerden dolayı gerçekleşmiştir.
Mevcut habitatların ikamede yetersiz kalması, istilalar ve refah arayışının devam etmesi, göçlerin temel sebepleri arasında sayılabilir. Başlangıç noktası zamanın bilinmeyen noktalarından bugüne dek uzanır Etimolojik olarak “Globalleşme” kelimesi 19 . YY da ortaya çıkar. 1960 lı yıllarda ekonomist ve sosyal bilimciler tarafından terim “Globalleşme” şekline kullanılmaya başlanmış.
Theodore Levitt tarafından 1983 yılında Pazarların Globalleşmesi makalesi ile günümüzdeki şöhretine kavuşmuş. Bölgeselden ulusala ve oradan uluslararası etkileşimin en önemli yürütücüsü ulaşımın kolay ve güvenli hale gelmesidir. Yolların açılması, yollar geliştikçe gelişen araçlar, tren yolları, hava araçları, jetin keşfi ile transatlantik yolculukların kısalması ile globalleşme hızlanmıştır. Bu gelişim, saydıklarımdan dolayı uygarlığın gelişimi ve modernleşmesi ile de doğru orantılı olarak gelişimini sürdürmektedir.
Globalleşme daha sonra siyasi ve ekonomik açıdan ele alınır Aralarda çağı değiştiren buluşlar ile ivmelenmiştir. Globalleşme, derinleşme, hızlanma, genişleme anlamında kullanılmıştır. Ticari, Siyasi ve kültürel açıdan genişleme gerçekleşmiştir. Emtia ve sermayenin globalleşmesi, aynı zamanda rantın gezegen üzerinde birçok noktaya yayılmasına neden olmuştur. Bu sebeple toplumsal tehditler, iç savaşlar ve çokuluslu savaşlar ortaya çıkmış ve görülmeye devam etmektedir.
Globalleşme, yeryüzünün bir küre olarak kabul edildiği şekliyle, aslında sıkışan bir olgudur ve aynı Bernolin prensibinde olduğu gibi bu sıkışma ile ivmelenme katsayısı artmıştır. Serbest bölgeler, serbest karşılıklı ticari anlaşmalar, ülkeler arası anlaşmalar, sınırların kaldırılması, serbest dolaşım. Ekonomik gelişme ile globalleşme sonucu insanlar daha rahat seyahat edebildiğinden dolayı turizm gelişmiş ve etkileşim daha da artmıştır. Bilgiye erişim kolaylaşmıştır ve deneyimleme yolu ile de gelişmiştir.
Eski çağlardan beri spor bu etkileşimin içinde önem arz etmiştir. Olimpiyatlar, bölgesel liglerden, uluslararası şampiyonalar, UEFA dan FİFA ya sporun bu çok uluslu etkileşime önemli katkısı olmuştur. Güçlü fikir akımları, sınırları aşarak bir çok ulusu etkilemiştir. Rönesans tan Fransız ihtilaline, komünizm den kapitalizme, Prag baharından, Arap baharında kadar bir çok fikir ve akım, farklı uluslar tarafından benimsenmiştir. Gücün , askeri etki ile globalleşmesi, sermaye gücünün askeri güç ile desteklenmesi sonucu, ABD nin para birimi USD dünyanın rezerv parası olmuştur.
ABD nin en hassas olduğu ve muhafaza etmek zorunda olduğu global bir güçtür. ABD sadece askeri gücü ve para birimi ile değil, kültürel ve ekonomik açıdan da emperyal yani global gücünü muhafaza etmeye devam etmektedir. ABD nin yansıra İngiltere özellikle finans, dil ve kültürü ile global anlamda hüküm sürmeye devam etmektedir. Fransa eski gücünü yitirmiş olsa da, halen Afrika coğrafyası üzerinde etkisini sürdürmeyi devam ettirmektedir.
Bu güçler bunları yaparken, önce dillerini ve kültürlerini yerleştirmeyi ihmal etmemişlerdir. Bu ülkelerin kültürel etkileri sonucu, beyin göçü almaları ile daha da güçlenmeye devam etmektedirler. Tabii bu arada küresel organizasyonlarda güçlerini sıkça ortaya koymaktadırlar. Yine bu uluslarası kurumlar, her ne kadar dünya ülkelerinin iştiraki gibi görünseler de yukarıda bahsetmiş olduğumuz global etkili güçler tarafından yönlendirilmektedirler (UN, WTO, WHO, NATO, WEF-World Economic Forum).
Yardım kuruluşları da globalleşmiştir ve uluslararası hale gelmişlerdir. Uluslararası Philantropistler, Kızıl Haç örgütü, Türk Kızılayı ve farklı ülkelerin yardım vakıfları bunlara örnek gösterilebilir. Büyük oranda sivil sayılabilecek kurumlarda uluslararası etkileri bulunmaktadır (Greenpeace, Rotary, Mason kuruluşlar, Dini organizasyonlar gibi ) Medyanın da globalleşmeye önemli katkısı bulunmaktadır. Özellikle küresel medya devleri tek fikrin yayılması konusunda önemli rol oynuyorlar.
(Örnek CNN, BBC, Fox, NBC vs.) Kırsal alandan göç ile, şehirlileşmenin artışı ve bunun teşvik edilmesi ile iletişim ve etkileşimin boyutu daha büyümüş ve hızlanmıştır. Sıkışık alanda oluşan dinamizmin global dünyaya önemli katkısı olmuştur. Globalleşme ile birlikte, globalleşme karşıtı akımların oluştuğunu görüyoruz. Şirket kapitalizmlerine birçok sivil inisyatifler tepki göstermektedirler. Globalleşme sonucunda ortaya çıkan tehditler ve fırsatlar, her iki tarafta tarafta ve karşıtlar bulmuştur.
Globalleşmeyi en iyi değerlendirebilecekler yine super güçler, super şirketler olmuşlardır ve bunların nüfuz alanları sürekli artmıştır. Global kapitalizm refah getiriyor gibi görünse de, toplum içinde eşitsizliğin artmasına sebep olduğu düşüncesi ile, karşıt eylemler taraftar toplamıştır. Olumsuz anlamda sadece ekonomik eşitsizlik, ya da kültürlerin, dillerin kaybolması değil, aynı zamanda Pandemiler, yani salgın hastalık tehditleri zaman zaman dünyayı tehdit etmeye devam etmektedir.