Facebook (kısaca FB diyelim), zaman tünelimde geçmişe doğru giderken bir baktım ki, Ekim 2007 de, yani tam 7 yıl önce ilk girişimi yapmışım. Sonra kabaca bir hesapla, eğer günde 10 dakikamı FB a ayırmış olsam, 7 yılın sonunda toplam 255 saatimi FB a ayırmış olduğumu gördüm.
İtiraf etmeliyim ki, bu ortalama muhtemelen çok daha yüksek çıkacaktır. Ancak son 7 yılda TV başında geçirdiğim süre civarında olduğunu söyleyebilirim. Bu özellikle de akıllı telefonların yaşamımıza girmesi ile birlikte FB lehine, fakat TV aleyhine geliştiğini söyleyebiliriz.
7 yılın sonunda işin muhasebesini yaptığımda, kar-zarar bilançosunun altında ben kendi adıma artıda kapattığımı söyleyebilirim. Onlarca eski dostuma tekrar kavuştum. Birçok insan ile iletişimimi geliştirdim. Etkinliklerden haberim oldu ve etkinliklerimizi binlerce insanla paylaşma imkanına kavuştum.
Onlarca insanın paylaşımlarından etkilendim ve belki yüzlercesi benim paylaşım ve güncellemelerimden etkilendi. Mutluluk dolu birçok haberleri FB üzerinden aldım. Diğer taraftan çok üzücü haberleri de yine FB tan aldım. Bolca aldık ve verdik, nefes alır verir Bu alana reklam vermek için tıklayınız gibi.
Yani bu mecra öyle bir hayatıma girmiş ki, artık bir bağımlılık ve vazgeçilmez algısı oluşturduğunu da söyleyebilirim. Nimetlerinden iyi istifade edip, abartılı bir şekilde iyi niyetle kullanıldığı müddetçe de hayatımızda var olmaya devam edeceğini düşünüyorum.
Bir çok kez hesabımı dondurmayı düşündüm, ancak FB da olmamak demek, modern dünyanın en önemli iletişim gereçlerinden uzak kalmanız anlamına geliyor. Sanırım bu nedenden dolayı önümüzdeki yıllarda FB ta olmaya devam edeceğim. Paylaşmak istediklerimi paylaşacağım, izlemek istediklerimi izleyeceğim, takip etmek istediklerimi takip edeceğim.
FB zaman tünelimiz dolmaya devam ediyor. Her şeyden önce, FB u kendinizi ve başkalarını mutlu etmek için kullanın. Akışını güzel anılarla dolduralım. Zaman tünelinden geçmişe gittiğimizde güzel paylaşımlarla ve beğenilerle dolu olsun.