Yıllar önce, Türkiye ihracata alışmaya başladığı dönemlerde, parayı almadan malı göndermezdik, evraksızda nadiren işlem yapılırdı.
Gel gelelim günler geçti ve zaman değiştikçe, globalleşme ile birlikte pandora nın kutusu aralanmaya başladı ve bir zamanlar güle oynaya iş birliği yaptığımız müşteriler, rekabetçi kalabilmek için uzak diyarlara seferler düzenlemeye başladılar.
Bir zamanlar bizi hiç yalnız bırakmayan, ve her şımarıklığımızı anlayışla karşılayıp bize desteğini esirgemeyen batılılar, “lütfen” bize dönüp bakmaya başladılar. Artık bir ayakları uzak doğular da olup, sadece sıkıştıklarında müracaat edebilecekleri bir ülke konumuna düştük.
Uzaklarda yaptıkları ticaret, bizimkilerden çok farklıydı, öyle bizden aldıkları gibi kolay mal alamıyorlardı. Akreditif açacaklar, yok peşin para gönderecekler, elde avuçta kalmayınca da eski göz ağrıları Türklere başvurup, istedikleri vadede, ellerini kollarını sallaya sallaya, iç piyasa şartlarında mal alacaklar. Hal böyle olunca, Türkiye tekstil ve hazır giyim ihracatçılarının, açık pozisyonu iyiden iyiye riski artırmaya başladı.
Basel kriterlerine göre bilançonuz ne kadar sağlam olursa olsun, eğer açık hesap çalışıyorsanız, banka nezdinde rating inizi asla “A” lara çıkartamıyorsunuz. A’ları hak eden ihracatçı, peki müşterisini ve pazarını korumak adına verdiği tavizden nasıl vazgeçebilecek ? İlla ki devlet eli değmesi mi gerekiyor ? Sigorta kredileri (EXIM Sigortası) ya da Factoring şirketleri sizin alacaklarını gerçekte ne kadar teminat altına alabiliyor ? Bunların her biri realiteden uzak unsurlar.
Bir gerçek var ki, bunun için farklı bir enstrüman bulunması gerekiyor, çözümü de çok zor olmasa gerek. Geçen günlerde Dünya gazetesinde yayımlanan habere göre, IHKIB ve TGSD ihracatçılarımızın %80 oranda açığa mal verdiğini yazıyorlar ve her an bir batak krizinin oluşabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Maalesef bu bir felaket senaryosu değil, aşamalı ve gerçekçi bir tehdit. Türkiye de %80 olan sorun, Denizli de de aynı ve bunu birçok sanayicimiz teyit edebilir.
Sorunun çözümü birlikte hareket etmek, ama biz Efe yiz, oyunlarımız bile tek tek diyorsak, burada hayat memat meselesi var, bir araya gelmemiz lazım. Müşterilere %1 yıllık pirim versek ve vesaik mukabili çalışabilsek, bu işi çözebiliriz, ve bunun gibi birçok çözüm imkanları da var. Yeter ki biz bunu yapmak isteyelim. Türkiye nin şimdilik alternatifi yok , bunu unutmayalım, ama şimdilik…. !!!