Denizli tekstil sanayisinin orta vadeli projeksiyonu


“Rüzgarı arkamıza aldık ilerliyoruz, rüzgar tekrar ters esmeye başladığında ne yapacağız” ?

Denizli, tekstil sektöründe en hızlı inişini 2009 yılında yaşadı. Dünya ekonomisin içine girdiği duraklama, hatta gerilemenin sert bir şekilde hissedilmeye başlandığı 2009 un Ocak ayından itibaren, dış kaynaklı bu krizin Denizli piyasasına faturası çok ağır oldu. Değirmenin çarkını zar zor çevirebilen sanayici, işlerin durması ile birlikte, yılların birikimi olan finansal sorunların ağırlığına dayanamadı, ve maalesef birçok firmamız piyasanın deyimi ile “Havlu” attı.

2009 un sonunda hareketlenmeye başlayan piyasalar, 2010 yılında sert düşüşün ardından, çok hızlı bir yükselişe geçti. Bu sayede ayakta kalabilen firmalar, finansal yapılarını bir miktar düzeltme imkanı buldu. 2010 yılındaki en önemli gelişme ise, dünyada emtia fiyatlarının tarihi zirveler yapması oldu. Özellikle pamuk ve pamuk ipliği dünya da tarihi zirvelere ulaştı. Başlarda bunun geçici olduğunu düşünen sanayicilerimiz, müşterilerine bu artışı anlatmakta güçlük çekip, müşterilerini kaybetmemek için zararına üretim yapsa da, müşteriler de kısa süre içinde bu fiyat artışının sadece Türkiye ye özgü olmadığını, ve hatta Türkiye de hammadde artışının rakip ülkerlere oranla mamul ürüne yansımasının daha az olduğuna şahit oldu. Bu da ucuz üretim yapan ülkeler ile bizim aramızdaki makası daralttı ve yıllar önce Türkiye den kaçan işlerin tekrar ülkemize dönmesine vesile oldu.

2011 yılına geldiğimizde, Türk tekstil sanayii arkasına aldığı bu rüzgarla birlikte ihracatını büyütmekte ve karlı siparişler almaktadır. Ancak orta vadede bu rüzgarın tekrar döneceğine ve aleyhimize esmeye başlayacağını unutmamak lazım. Emtia piyasalarında orta vadede beklentilerin, kademeli düşüşler olacağını göstermektedir. Önümüzdeki 2 yıl ceplerimizi doldurduk, peki ondan sonra ne olacak bunu düşündük mü ? Yoyo efekti gibi, aldıklarımızı fazlasıyla geri verme ihtimalinide geç kalmadan düşünmek lazım.

80 li yıllarda Avrupanın ve 90 lı yıllarda Bursa nın tamamladığı dönüşümü, Denizli geç kalmış olsa da acilen gerçekleştirmek zorundadır. Kademeli olarak katmadeğeri düşük ürünlerden çıkan Bursa, bu işleri Denizli ye devretmiş ve tekstil sanayisinde çok önemli değişimler gerçekleştirmeyi başarmıştır. Bugün Denizli de 600 Avronun üzerinde maliyeti olan işçilikle, kilosu 8 Avroluk havlu üretiyoruz. Oysa Pakistanlı, Çinli veya Hintli üretici, 70 Avroluk işçiyle 5 Avroluk havlu üretiyor. Burada ki orantısızlık zaten durumumuzun vehametini ortaya koyuyor. Bizler yine de mucizeyi gerçekleştirdik ve bu orantısızlığa rağmen para kazanıp, ayakta durmaya devam ediyoruz. Ancak rüzgar tersten estiği zaman, bu tablodaki orantısızlık daha da derinleşecektir.

Bu nedenle Denizli bir an önce tekstil sanayisinde dönüşümü gerçekleştirmek zorundadır. Genlerimizde bulunan dokumacılığı temel alıp mevcut altyapıyı kullanarak, Denizli nin geç kalmadan katma değeri yüksek ev tekstili ve teknik tekstillere geçiş yapması gerekmektedir. Yani 600 Avroluk işçilikle, bizim kilosu en az 60 Avro olan bir ürün ortaya çıkarmak için kollarımızı sıvamanın vakti gelmiştir, hatta geçmek üzeredir.

Beğendiniz mi? O halde paylaşın
, ,