Geçen hafta bir etkinliğimiz gerçekleşti, güzel bir çalışma, takdir edilecek bir iş doğrusu. Türkiye geneldinden katılım ile bilrlikte aralında ünlü konuklarında bulunacağı başarılı bir lansman için Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu başkanı Hüseyin Öztürk ve değerli Abbas Özpınar haftalardır titizlikle programın üzerinde çalışmışlardı. Türkiye organ nakilleri koordinasyon derneği başkanı Sn. Prof.Dr. Uluğ Eldegez ve ekibinin proje ortağı olması hasebiyle, proje lansmanı geniş ayrıntıları ile şekillenmişti.
Projeden kısaca bahsedecek olursak, Türkiye organ nakilleri koordinasyon derneği, Sağlık bakanlığı, federasyonumuzun organizasyonunda bir araya gelmiş ve organ nakli konusunda halkımızın bilinçlendirilmesi doğrultusunda, STK ların doğal yapısı gereği, “Candostu Platformu” adıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlatmışlardır. Lansman için sanat ve basın çevresinden bir çok ünlü davet edilmişti. Aralarında rahmetli Mehmet Ali Birand da bulunuyordu, fakat kendisi rahatsızlığından dolayı katılamayacağını bildirmişti, fakat ekibini lansman için göndereceğini teyit etmişti. Maalesef lansmanımızın ertesi gününde ise kendisinin vefat haberini aldık. Merak ettiğim bir husus ise, acaba Birand’ın ailesi beyin ölümünün ardından organlarını bağışlayıp bağışlamadakları olmuştur. Sayın Birand’ın katılımı gerçekleşmiş olsaydı, bağışın kesin olacağını düşünüyorum.
Lansman günümüzde beklediğimiz birçok ünlü simayı aramızda görebildik. Sanat camiasından Haldun Dormen, İzzet Günay, Yasemin Yalçın, Göksel Kortay gibi ünlülerin yanısıra rektörler, oda ve birlik başkanları, gazetecileri aramızda görmenin memnuniyetini yaşadık.
Sunum görevini üstlendiğim programda, sözü moderatörümüz ve değerli hocamız, Dünya gazetesi yazarı Sayın Rüştü Bozkurt a bırakmamın ardından konuşmalar ile lansmanımız başlattık. Güzel bir amaç çerçevesinde bir araya gelmiş olan bu topluluk, sırayla sunumlarını yapan konuşmacılarımızı dinledikçe, salondaki ortamda değişmeye başladı. Uluğ hocamızın Türkiye deki organ nakillerine ilişkin durumumuzu özetlemesi ve canlı bağlantı yaptığı organ nakli almış hasta ve yakınları ile şahit olduğumuz diyaloglar, ardından diğer hocalarımızın bazı video sunumu ve anlatımları ile salonda bulunan bütün konukların adeta son sürat duvara çarpma etkisini yaşadıklarını söyleyebilirim. Ben dahil olmak üzere, yüreği sızlayıp gözlerinden bir damla dahi olsa yaşın düşmediği kişi olmadı diyebilirim. İşte burada asıl nasıl bir programın içinde olduğumuzu anladık diyebilirim. Organ nakli almış olan bir gazeteci/yazarımızın konuşması ve özellikle bir cümlesi hepimizi çok etkiledi. Türkiye de bulunan ve yaşamını diyaliz makinasına mahkum olarak sürdüren bir hastanın “İftarı olmayan orucu” nu, ancak bunları yaşamış olan bir kişiden dinlediğinizde anlayabiliyorsunuz. Türkiye de yaşamını sürdürebilmek için sırada organ nakli bekleyen 22.000 kişinin yanısıra, diyaliz makinasına mahkum 55.000 e yakın böbrek hastası bulunmakta. 2012 verilerine göre ise beyin ölümü gerçekleşip, kadavra olarak bağışlanan sadece 340 civarında donör bulunmaktadır. Bu rakam ise Belçika gibi minik bir ülkenin bağış miktarına eşdeğer. Bu nasıl olur, benim tanıdığım bir çok kişi organ bağışında bulundu derseniz, yaşadığınız sürece bağışta bulunabilirsiniz, ancak beyin ölümü gerçekleştiğinde ailenizin rızası alınmadan organ bağışınız gerçekleşmiş olmuyor. Eğer bu konuyu aileniz ile önceden etraflıca görüşmediyseniz ve mutabık kalmadıysanız, acı anın çatıp geldiğinde aile rızasını almak gerçekten çok zor. 2012 yılında gerçekleşen 1200 civarında beyin ölümü vakasından ailelerin sadece %25 i “evet” diyebilmiş. Acılı merhumun yakınları için gerçekten çok zor bir karar ve ağır bir vicdani sorumluluk. Bu nedenle bu bilinci aile prensibi haline getirmekten başka çözüm bulunmamaktadır.
5-6 Mart tarihinde bu lansmanı Denizli’de gerçekleştireceğiz. Bu meseleyi anlatmak için ödevimizi iyi çalışacağız ve ilerleyen tarihlerde farklı illerde bu programları sürdürmeyi amaçlıyoruz. Denizli lansmanımızın ardından meseleyi daha ayrıntılı şekilde kaleme alacağım. Lütfen aile içinde bu meseleyi gündeme getirin ve “İftarı olmayan oruca” son vermek için sizde gelin “candostumuz” olun.
İsa Dal
Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu
Başkan Yardımcısı
Candostu Platformu
Www.candostuplatformu.org