Bizim Vade Anlayışımız…


Vade işi, zayıf olan matematik zekamı hep zorlamıştır. Alışverişte, ticarette iş biraz daha somut olsa da, özellikle açık bir zamanla ölçülen vadenin ölçüsü çok değişken. Kişiden kişiye değiştiği gibi, bölgeden bölgeye ve ülkeden ülkeye de değişim gösteriyor. Örnek verecek olursak, bizim kısa vade algımız 3-6 ay, orta vade 6 ay ile 2 yıl arası, uzun vade 5 yıl. 10 yıl dersek hele çok çok uzun vade anlamına geliyor. Oysa gelişmiş toplumların vade algısı bizden çok farklı. Kısa vade için 2 yıl, orta vade 5-10 yıl, uzun vade 20-40 yıl arası dememiz abartı olmaz. Bu da haliyle bir iş yaparken beklentileride çok değiştiriyor. Artık dünyanın küreselleştiğini ve büyük bir kasabaya dönüştüğünü kabul ediyoruz. Hal böyle olunca, uluslararası piyasalara çıktığımızda ise neden başarılı olamıyoruzu sorgularken, ilk etapta bir işe tanıdığımız vadeyi görmemiz gerekiyor. Vadeleri tanırken ve bu vade içerisinde işin akış grafiğinin dengeli bir çizgi ile gelişmesini sabırla beklememiz gerekiyor.
Ancak bizde uzun vade dediğimiz zaman ilk akla gelen, ticarette acaba daha ne kadar vade ile mal alabiliriz, vadeleri uzatarak tüketiciyi daha ne kadar cezbedebiliriz. Artık bu model dönemini dolduralı çok oldu. Bu sistem çalışmıyor ve gelişmiş toplumlarda zaten hiç işlemiyor. Bunun sürdürülebilir olmadığını zaten gördük, ve hükümette gereken önlemleri kademeli olarak aldı. Dünyada nadir olarak görülen, aslında nakit işlemler için kullanılması gereken çek karnesini biz senet gibi kullandık yıllarca ve kullanmaya da devam ediyoruz. Bu da sürdürülebilir bir ekonomik gelişme sağlamaz, sağlamadı da.
Lafı fazla uzatmayalım, iş yaparken vade algımızı uzatacağız, nakit akışımızda ise mümkün olduğunca kısaltacağız.

Beğendiniz mi? O halde paylaşın
,