Asgari ücret, tanımına göre, ücretli olarak çalışacak iş gücüne verilebilecek en düşük ücrettir. 2014 ün sonu itibariyle asgari ücret 1.134 TL brüt olarak hesaplanmakta. İşveren bu rakamın üstünde olma şartı ile, istediği ücreti takdir etmekte serbesttir.
Birçok yeni AB üyesi ve aday ülkelere göre bizde tanımlanan asgari ücretin daha yüksek olduğunu vurgulamakta yarar var. Peki asgari ücret neden 1.800 ya da 2.000 TL lere ulaşmadı ? Bu soruyu çok basit şekilde cevaplamak gerekirse, yerli ürünlere ne kadar itibar gösterirsek, bu bizim ücret seviyemizi ve geleceğimizi belirliyor diyebiliriz.
Bu sebeple toplum olarak ne üretiyoruz ve ne tüketiyoruz bir ona bakmamız lazım. Tüketmiş olduğumuz ürünlerin ne kadarı yerli üretim, ne kadar ithal ediliyor. Sorunun cevabı burada. En başta cep telefonu, sonra televizyon ve araba, ve kullandığımız göze değmediğini düşündüğümüz ufak tefek birçok ithal ürün ve bundan kaynaklanan dış ticaret açığı.
Benim içeride ürettiğim ürünlere talep olacak ki, bende para kazanıp, çalışanıma bunu ödeyeceğim. Sonrasında kalitenin ve Bu alana reklam vermek için tıklayınız gelirin artması sonucunda iç üretime dayalı tüketim artacağı için, ben kaliteyi arttıracağım, daha kaliteli ürünü, hakettiği fiyatlara satabileceğim.
Bu da sonuç olarak ücret artışına yansıyacak. Fakat biz çalışan olarak net olarak aldığımız 891,03 TL nin yarısından fazlasını ithal edilen ürünlerin taksidine ayırıyorsak, bu para dışarıya gider ve bize de geri dönmez.
Avrupa da tasarruf oranı en düşük ülke biziz. Kazandığımızdan hep fazlasını borçlanarak harcıyoruz. Bu böyle devam ettiği müddetçe ne adil bir ücret seviyesine kavuşuruz, ne de buna bağlı olarak kaliteli bir yaşam sürebiliriz. Yani bu işten ne hükümet sorumlu, ne işveren, ne de çalışan. Toplum olarak hep birlikte sorumluyuz.