Adımızı Dünyaya duyuralım


Türkiye aylardır seçim gündemine kilitlendi. Bu seçim öyle kıran kırana geçti ki, özellikle 17 Aralık sonrası yükselen tansiyon ile birlikte, tarihte eşine ender rastlanan bir tempoya şahit olduk. Seçim bitti ve herkes kendince bir değerlendirmede bulundu. Sonuç olarak ertesi gün gördük ki, yaşam kaldığı yerden devam ediyor.

Doğanın uyanması ile birlikte farklı duygu ve heyecanlara merhaba dediğimiz bu baharın bu ilk günlerinde, artık gerçek yaşama dönmenin zamanı geldi. Her seçim döneminde olduğu gibi, gerçekler kısa süre de olsa bir kenarda bekletilir. Oysa Türkiye’nin zaman kaybetmeye tahammülü yok. Kendi tarihimize baktığımızda önemli aşamalar kaydetmiş olabiliriz, ancak ulu önder Atatürk ün işaret etmiş olduğu “muasır medeniyet seviyesi” ne ulaşmamız için çok daha “İYİ” çalışmak zorundayız. Bunun içinde sadece hükümet değil, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları da “taşın üzerine taş koyma” yarışına girmeleri gerekiyor.

19 Mart tarihinde seçim öncesi sessiz sedasız yapmış olduğumuz genel kurul sonucu seçilen ve önümüzdeki 2 yıl boyunca sektöre hizmet edecek olan yönetim kurulumuz ile bizim hedefimiz sektörümüzün, ilimizin, ülkemizin adını “DÜNYA” ya duyurmaktır. Biz sektör olarak en iyisini ve en yenisini getirmek ya da icat etmek zorundayız.

Bütün kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının el ele, birbirlerine destek ve dayanışma içinde demokrasimizi ve refahımızı geliştirdiği güzel günler dileğimle…

Beğendiniz mi? O halde paylaşın