2016 Tahminim


2. Dünya savaşı ve sonrasında soğuk savaş arasındaki döneme baktığımızda, KGB, CIA, STASI ve buna benzer ülkelerin bir çok istihbarat örgütü ajanları ile ortalıkta “cirit atıyorlardı”. Daha da geriye baktığımız zaman, Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, kendi topraklarında İngilizi, Fransızı, İtalyanı sadece istihbarat amaçlı değil, aynı zamanda yerel halkı merkeze karşı örgütlemek üzere yoğun çalışmalar yürütürdü. Daha da gerilere, yani tarihin derinliklerine baktığımız zaman, bugün Suriye de, Irak ta, ülkemizin Güney Doğusunda yaşananları daha iyi anlayabilmemiz mümkün. Ortadoğu bir ölüm kalım savaşı veriyor. Hem siyasi, hem ekonomik, hem askeri açıdan geniş bir coğrafyayı etkileyen bir abluka ve direk müdahale söz konusu. Burada yine karşı karşıya gelenler, yakın tarihte şekillenen soğuk savaş aktörleri olduğunu görüyoruz. Savaşın ise asıl nedeninin, yine bölgenin güçlü doğal kaynakları, ya da bu doğal kaynakların geçiş noktalarında yer almalarıdır. Stratejik konumda bulunan her ülke bu kaotik ortamın içine çekilmektedir.
Tabii bunlar görebildiklerimiz. Oysa buzdağının altında daha neler var, gerçek aktörler ve hedefleri tam olarak nedir, onları bizler bilemiyoruz. Ancak hiçbir şeyin gösterilmek istenen gibi olmadığından emin olabiliriz.
2016 ya baktığımızda ise, bu karışıklığın, korku ve endişenin bir müddet daha süreceğini ve ekonomik olarak bütün dünyayı önemli ölçüde etkileyeceğini düşünebiliriz. Egemen güçlere direnenler teslim oluncaya kadar, ya da batıncaya kadar bu baskı devam edecek. Dünya bir şekilde bu hadiselere müdahil olmak zorunda kalacak. Taraf ve müdahil olmayan ülkelerin başına gelenleri ise, o ülkede meydana gelen terör olaylarından anlayabiliriz.
Şu durumda Türkiye olarak bize, kendi içimizde dinamiğimizi korumakta ve bu süreci en az hasarla atlatmak düşüyor. Bizim için geçmişte dezavantaj görünenler, aslında bugün avantaja dönüşmüş görünüyor. Bu sebeple sabretmek, diri durmak ve birbirimize sıkı sıkı bağlanmamız gereken bir süreç içinde olduğumuzu söyleyebilirim.
Bunların ardından, ülkemiz için çok daha aydınlık ve refah günlerin geleceğinden eminim.
2016 yılının hepimize sağlık, huzur ve barış getirmesi dileğiyle…
Sevgiler,
İsa DAL

Beğendiniz mi? O halde paylaşın