Ne olmuştu 2009 yılında ? 2008 ile birlikte ABD’de mortgage, yani emlak ve kredi krizi ve Lehmann Brothers ın iflası ile dünya yakın zamanda eşi görülmemiş bir ekonomik krize girdi. Ülkemiz ihracatçısı için de karanlık bir dönemi ifade eden 2009 yılına, kesinlikle geri dönmek istemeyiz. Aslında dünya bu krizin etkisinden çokta çıkabilmiş gibi görünmüyor, zira taşlar yerinden iyice oynamıştı. Neticede kapitalizm senaryolarını birbiri ardına ortaya döküyor ve oyuncular timsah gözyaşları dökerek, sömürü düzenlerini yürütmeye devam ediyorlardı. Türkiye olarak bizim dış etkilere yön vermemiz pek mümkün değil, fakat siyasi istikrar, toplumsal uzlaşma ve bunların beraberinde üretim ile istihdam ayaklarını dengeyle sürdürebildiğimiz sürece, dış etkilerden gelecek darbelere karşı kırılganlığımız azalacaktır. Ekonomi ve siyasi süreçte yıpranan bir çok batılı ülkenin ortaya çıktığı dönemde, bizim istikrarımızı koruyabilmemiz yeterli olacaktır. Ben çocukluğumdan beri ülkemizin içine sürüklendiği buhranlı dönemlere şahit oldum ve bugün kendi ayakları üzerinde duran bir işadamı ve birçok sivil toplum kuruluşunda yönetici konumunda bulunan bir vatandaş olarak, nice senaryoları izleye izleye, artık bir sonraki dizide neler olabileceğini tahmin edebilir duruma geldim. Bir sonraki dizide yine olacaklar, bir önceki diziden çok farklı değil, ancak artık bu filmler bayatladı. Dizinin senaryolarına takılmadan, biz önümüzdeki işlere bakmaya devam edelim. 2009 yılındaki derin resesyon yakın bir dönemde tekrar kapımızı çalar mı bilemem, ancak beni ilgilendiren “Ya gelince” ? Sorusuna, “gelecekse göreceğide var”, diyebilecek kadar hazırlıklı olabilmek.
Tekrarlıyorum, işin en önemli anahtarı istikrar, sağduyu ve çok çalışmak. Biz bunların üstesinden geliriz, çocuklarımıza da pırıl pırıl bir gelecek bırakırız.
Sevgilerimle,
İsa Dal